Öncelikle belirtmek gerekir ki Medeni Kanunumuza göre geçerli olan yasal mal rejiminde, bir karşılık ödenmek suretiyle elde edilen ve kişisel mal sayılmayan tüm malvarlığı değerleri edinilmiş mal kapsamına girmektedir.
01/01/2002 tarihinden önce TMK gereği mal ayrılığı rejimi geçerlidir. Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemlerde eşlerin edindiği mallar kural olarak kişisel mal sayılır.
Kişisel malların edinilmesinde diğer eşin herhangi bir emeği, katkısı veya evlilik birliğindeki iş bölümü ve iş birliğinin etkisi bulunmadığından, kişisel mallar bölüşülmemektedir. Karşılığı verilmeksizin eşlerden biri tarafından edinilen kişisel mallar, tasfiye dışındadır. Kişisel malların tespiti aile mahkemesinden istenebilmektedir. Yasal mal rejimi içerisinde yer alan mallar, kanun gereği kişisel mallar ve sözleşme gereği kişisel mallar olmak üzere ikiye ayrılır.

1- Eşlerden yalnız birinin kişisel kullanımına yarayan eşyalar , 2- Mal rejiminin başlangıcında eşlere ait olan mallar, 3- Sonradan miras yoluyla gelen mallar, 4- Eşlerin herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri ,5- Manevi tazminat alacakları, 6- Kişisel mal yerine geçen değerler .
-Sözleşme gereği kişisel mallar ;
1- Bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebiyle doğan malvarlığı değerleri, 2- Kişisel malların gelirleri.
ü KANUN GEREĞİ KİŞİSEL MAL SAYILANLAR
743 Sayılı Medeni Kanununa göre bu yasanın geçerli olduğu dönemde edinilen mallar kural olarak KİŞİSEL MAL sayılır.
Söz edilen duruma uygun Yargıtay kararlarından örnek verecek olur isek Yargıtay 8.Hukuk Dairesi’nin 18/04/2017 tarihli 2016/19903 Esas , 2017/5692 Karar sayılı kararında ‘’ Somut uyuşmazlık incelendiğinde tasfiyeye konu edilen 8 numaralı taşınmazın eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 20.09.2006 tarihinde tahsis yolu ile muris adına tapuya tescil edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, taşınmaz edinilmiş mal kabul edilerek alacak hesaplanmış ise de eksikten getirtilen kooperatife dair kayıtlar incelendiğinde; taşınmazın Konut Yapı Kooperatifi tarafından inşa edildiği, murisin bu kooperatife üyelik tarihinin eşler arasında 743 Sayılı TKM hükümleri gereği mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 03.03.1988 olduğu, kooperatife yapılan ödemeler yine mal ayrılığı rejimi geçerli iken 1991 ile 2000 yılları arasında olup, kooperatife başkaca ödeme yapılmadığı anlaşıldığından, davaya konu taşınmazın murisin kişisel malı olduğunun kabulü gerekmektedir. Mahkemece, davanın katılma alacağı istemine dair olduğu katkı payı alacağı talep edilmediği gözetilerek bu talebin reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma konusu edilmiştir.’’
1) Kişisel Kullanıma Yarayan Eşya
Kişisel kullanıma yarayan mal , kişisel mal grubu ile alınmamış olsa da yine de kişisel mal sayılır. Yeter ki o malın kişisel kullanım amacına yönelik olsun. Bu tür eşyalara örnek olarak ; Eşlere ilişkin her türlü giyim eşyası , mücevher, spor araç gereçleri, cep telefonu vs. örnek verebiliriz.
2) Mal Rejiminin Başlangıcında Eşlere Ait Olan Eşya
TMK hükmüne göre eşlerin edinilmiş mallara katılma rejiminin başlangıcında sahip oldukları her türlü malvarlığı değerleri kişisel mal sayılır. Bunlara örnek verecek olursak ; Evlilik öncesi edinilen mallar , Fiili birliktelikte edinilen mallar , Nişanlılıkta edinilen mallar , Ödemesi evlilik öncesi yapılan mallar .
3) Miras Yoluyla Gelen Malvarlığı Kişisel Mal Sayılır.
TMK hükmüne göre kural mal rejiminin kurulmasından sonra miras yoluyla eşlerin miras yoluyla elde ettiği tüm malvarlığı değerleri kişisel mal kabul edilecektir. Çünkü kural olarak eşlerin miras yoluyla elde ettikleri malvarlığı değerleri evlilik içi dayanışmanın sonucu değildir.
· Konuyla alakalı olarak Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 09.02.2017 Tarihli, 2016/22003 E., 2017/1387 Karar sayılı kararında ;‘’Dosya içeriğine, toplanan delillere, tapu kaydına, 30.09.1997 tarihli .... yevmiye numaralı vasiyetnameye, mirasçılık belgesine göre; öncesi 194 parsel olan davaya konu 671 ada 195 parsel üzerindeki 1, 2 ve 3 numaralı bağımsız bölümler davalının miras bırakan babası ....'in mülkiyetinde iken davacı katkıda bulunduğunu ileri sürerek mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunmuştur. Dosya içeriğinden ve tanık beyanlarından anlaşıldığı gibi, davacının iddiasında bildirdiği katkı davaya konu taşınmazların mülkiyetinin henüz davalıya geçmeden davalının babası üzerinde iken yapıldığı yönündedir. Vasiyetname ölümden sonra hüküm ifade eder. Nitekim davalının miras bırakanı babası ...'in 31.10.2000 tarihinde ölümünden sonra açılan vasiyetname uyarınca tapu kayıtları 29.03.2002 tarihinde davalı eşe intikal etmiştir. Arsanın miras yoluyla geçmesi sebebiyle kişisel mal olduğu kuşkusuz olan taşınmazın üzerindeki binaların mülkiyetinin de evlilik birliğine göre 3.kişi durumunda olan davalının babası ... adına kayıtlı olduğu da sabittir. Davacının genel hükümler çerçevesinde genel mahkemede sebepsiz zenginleşmeye dayanan istekte bulunması mümkün iken mal rejiminin tasfiyesi hükümlerine göre davalı eşinden katkı ve katılma alacağı istemesi mümkün değildir.’’
4) Karşılıksız Kazanmayla Gelen Malvarlığı
TMK hükmüne göre eşlerden birinin edinilmiş mallara katılma rejiminin kurulmasından sonra herhangi bir biçimde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği her türlü malvarlığı o eşin kişisel malı sayılmaktadır. Bu mallara verecek olur isek ; Talih oyunlarından gelen ,Şans yarışmalarından gelen , Bağışlama ile gelenleri sayabiliriz.
5) Manevi Tazminat Alacakları
Manevi tazminat alacaklarının kişisel zararların karşılığı olduğu dikkate alındığında kişisel mal olduğu kabul edilebilir. Manevi tazminat alacaklarının kişisel mal kabul edilmesi için kaynağının ve yükümlüsünün kim olduğunun önemi yoktur.
6) Kişisel Mal Yerine Geçen İkame Değerler
Eşlerden birine ait olan, kişisel kullanıma yarayan, giriş malvarlığı / başlangıçta gelen malvarlığı, miras yoluyla gelen malvarlığı , karşılıksız kazanmayla gelen malvarlığı, manevi tazminat alacağı, tazminat veya toptan ödemeden kalan yaşam süresini karşılayacak değerlerin her hangi bir biçimde değişmesi durumunda, onun yerine geçen ikame değerlerde kişisel mal sayılmaktadır. İkame değerin, farklı amaçlara yönelik özellikte olması o malın kişisel mal olma niteliğini ortadan kaldırmaz.Nitelemede esas alınacak olan değer kıyaslaması olmalıdır.
· Değer Kayması Yoksa : İkame ilkesi gereği kişisel malların yerine geçen ikame değerlere bir değer kayması da yoksa ikame edilen değerler de kişisel mallardan sayılacaktır.
Eşlerden birinin kişisel mal niteliğindeki arsasından arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yoluyla elde edilen bağımsız bölümler de ikame ilkesi gereği kişisel mal sayılır.
· Değer Kayması Varsa :Örneğin, kişisel mal olan bir dairesini satan eş yerine yeni bir daire satın almış olsun. Yeni alınan daire için değer kayması daireyi satın alan eşin kişisel malından gerçekleşmiş olabileceği gibi edinilmiş malından da gerçekleşmiş olabilir.
a) Kişisel Maldan Karşılanmışsa
Örneğin satılan daire ve katkı kişisel maldan karşılandığı için ikame değer olan yeni daire de kişisel mal sayılır. Diğer eşin katılma alacağı hesaplanırken bu yeni daire kişisel mal olmakla hesap dışı tutulacaktır.
b) Edinilmiş Maldan Karşılanmışsa
Katkı kişisel maldan değil , edinilmiş maldan karşılanmışsa üç olasılık söz konusudur.
-Yarıdan az
-Yarıdan çok
-Yarı yarıya olabilir.
· YARIDAN AZ İSE :Kişisel mala edinilmiş maldan yapılan katkı yarıdan az ise bu daire kişisel mal sayılmalıdır. Tasfiyede artık değerin belirlenmesinde bu durum dikkate alınacaktır. TMK’ya göre edinilmiş mal ile alınan kişisel mal (daire) için diğer eş kişisel malda denkleştirme isteminde bulunabilecek , böyle durumda ise daireyi sarın alan eşin kişisel malı, edinilmiş mallarına borçlanmış sayılacaktır.
· YARIDAN ÇOK İSE :Kişisel mala edinilmiş maldan yapılan katkı yarıdan çok ise bu daire edinilmiş mal sayılacak tasfiyede artık değerin belirlenmesinde bu durum dikkate alınacaktır. TMK’ya göre kişisel mal ile alınan edinilmiş mal(daire) için daireyi alan eş edinilmiş malda denkleştirme isteminde bulunabilecektir. Bu durumda daireyi satın alan eşin edinilmiş malı kişisel mallara o oranda borçlanmış sayılacaktır.
Yargıtay 8.hd. 2010/5757 e. , 2011/3446 k. Bu tür davalarda, eklenecek değerlerden ( T.M.K. m. 229) ve denkleştirmeden ( T.M.K. m. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın ( T.M.K. m. 219) toplam değerinden mala dair borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin ( T.M.K. m. 231) yarısı üzerinden ( T.M.K. m. 236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanması gerekir. Mahkemece bu hususlar gözetilerek davaya konu aracın karar tarihine en yakın değeri olan 17.000 TL'den, davalı erkeğe ait kişisel mal olduğu anlaşılan murat serçe marka aracın değerinin düşülerek kalan miktarın artık değer kabul edilip bu miktarın yarısının davacının katılma alacağı olduğunun kabulünde, bu miktara karar tarihinden itibaren faiz yürütülmüş olmasında ( T.M.K.nun 232, 235/1.m.) hesaplama yöntemi bakımından bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu açıklamalar karşısında davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin ise aşağıda açıklanan husus dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.)Ancak bu hesaplamada davaya konu aracın alımında kullanılan davalı erkeğe ait kişisel mal niteliğindeki murat serçe marka aracın değeri hakkaniyete göre 7.000 TL olarak dikkate alınmıştır. Murat serçe marka aracın değeri 23.3.2010 tarihli yargılama oturumunda galerici bilirkişi tarafından bizzat görülmemekle beraber piyasada bulunmalarının zor olduğu da açıklanarak 2.500 TL olarak belirlenmiş, bu değere tarafların herhangi bir itirazları da olmamıştır. Bu durumda katılma alacağı hesabında murat serçe marka araç sebebiyle düşülmesi gereken değerin 2.500 TL olduğu dikkate alınmadan hakkaniyete göre belirlendiği açıklanan 7.000 TL miktarın düşülmüş olması, bu şekilde davacı aleyhine olacak şekilde az katılma alacağına hükmedilmesi doğru olmamıştır.
· YARI YARIYA İSE :TMK’ya göre hangi kesime ait olduğu anlaşılmayan borçlar edinilmiş mallara ilişkin sayılır. Örneğin daireyi satın alan eşin edinilmiş malları, kişisel mallarına o oranda borçlanmış sayılmalıdır. TMK hükmüne göre kişisel mal ile alınan edinilmiş mal sayılacak olan daire için daireyi alan eş edinilmiş malda denkleştirme isteminde bulunmalıdır.
ü SÖZLEŞME GEREĞİ KİŞİSEL MALLAR
1) Bir Mesleği İcrası Veya İşletmenin Faaliyeti Sebebiyle Doğan Malvarlığı Değerleri
Eşler mesleklerinin icrası veya sahip oldukları işletmelerinin faaliyetinden elde ettikleri gelirleri kişisel mal sayabilirler. Yargıtay, eşler mal rejimi sözleşmesiyle bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebiyle doğan malvarlığı değerlerinin kişisel mal sayılacağını kabul etmemiş iseler bu işletme faaliyetleri sebebiyle elde edilen gelirle alınan malların da edinilmiş mal sayılacağı görüşündedir. Bu nedenle işletmenin öncesinin aidiyeti dikkatle araştırılmalı ve bu işletme faaliyetlerinden doğan gelirler , alınan mallar da tek tek belirlenmelidir.
2) Kişisel Malların Gelirleri
Eşler aralarında yaptıkları mal rejimi sözleşmesiyle kişisel malların gelirlerinin kişisel mallara dahil olacağını kararlaştırabilir. Eğer aralarında böyle bir sözleşme mevcut değil ise bu malların gelirleri edinilmiş mallara dahil sayılmaktadır.
Comments